İstanbul’un Kötü Çocukları – Ali Akkoç
İstanbul’da olacaklardan habersiz geziyorum. Doğum günüme de bir saat var. Oturduğum semt İstanbul’un en kötü…
İstanbul’da olacaklardan habersiz geziyorum. Doğum günüme de bir saat var. Oturduğum semt İstanbul’un en kötü…
Her başlangıç benim için uzun bir yolculuktur. Yolculuklarımın çoğu da beni ölüme götürür. Ben demesem…
Aralık ayının son günleriydi. İşe geldiğimin sabahında başımdan hem komik hem de dramatik bir olay…
22 Aralık’ta gün boyunca yağan kar akşam işten dönerken durmuştu. Penceremin perdesi açıktı. Dışarısı bembeyaz…
Uzun süredir yıkanmamıştım. İyice kokmaya başladığımı fark etmeye başladım. Kokunun yalnızca çevremdeki insanları değil…
Perdeyi açtı. Pencereden bakıldığında kitaplar her tarafa yayılmış, oda bir çöplüğü andırıyordu. Sigarasını çıkardı.…
Yavaş adımlarla uzaktan minaresi görünen köye doğru ilerliyordu Bay Z. Elinde çantası, bir elinde şemsiyesi…
Yavaş adımlarla çıkıyordu merdivenleri. Zihninden o beş dakika içinde olanlar an an film şeridi…
Taşrada bir adam yaşardı. İsmi de pek bilinmedik ve kullanışı da pek hoş olmayan argo…
Çalışmalarınızı merdivenalti.iletisim@gmail.com üzerinden veya aşağıda yer alan butonu kullanarak bize gönderebilirsiniz!
GÖNDER!Merdiven Altı ayrıcalıklarından yararlanmak için giriş yapın veya hesap oluşturun!