Perdeyi açtı. Pencereden bakıldığında kitaplar her tarafa yayılmış, oda bir çöplüğü andırıyordu. Sigarasını çıkardı. Yaktı. Hiç uyumamış gibiydi. Son sigarası olacak ki paketi avucunun içinde sıktı. Sonra odaya attı. Gözlerine bakılacak olursa gayet sağlıklı bir hali var. Sakalları hafif uzamış; ama hala iyi görünüyor. Bir anda kahkaha patlattı. Sigarayı pencereye koydu. Gülmekten kendini alamıyor gibiydi. Sesler pencereden dışarı yayılıyor şimdi. Dizlerinin üzerine çöktü. Ellerini de göğsüne koydu.
Gülüyor. Sonunda ağlayıp kahkaha krizine bir son verdi. Öylece sırtüstü uzandı. Sigara henüz bitmemişti. Sigarayı ağzına götürdü. Ellerini kafasının altına koyup, gözlerini tavana dikti. Bugün cumartesi, diye düşündü. Pazartesi olsa ne fark ederdi. Gözü parmak uçlarından delik bir çorabına ilişti. Pantolonu da gayet kirli… Cumartesileri bu pantolonu giymesini sevdiğini biliyor. Pazarları evden çıkmadığı için evde rahat bir şeyler giyer. Ayaklarının ucundaki bir kitap ilişti gözüne sonra. Ne zamandır bu kitap yerlerde, diye düşündü. Okumak istiyor bir türlü okumaya başlayamıyordu. Aslında yine istiyor; ama bunun olanaksız olduğuna karar kıldı. Hafifçe ayaklarıyla itti kitabı. Sonra hafifçe sola döndü. Bu sefer sol eli kafasının altında. Sağ elini bacaklarına doğru uzatıp, bacaklarını hafifçe büktü.
Sigara paketi ilişti gözüne. Çok mu içiyorum, diye düşündü. Bırakmanın zamanı gelmiş olabilir dedi içinden. Pakete uzandı. Şimdi oturuyor elinde sigara paketi. Kırışmış paketi eski haline getirmeye çalıştı. Bir parça yırttı. Sonra yırtmaya devam etti. Bir kenara attı en sonunda. Yavaşça kalktı. Kapıya doğru ilerliyor. Birden duvarda asılı olan aynaya gözü ilişti. Önce görmezden geldi. İlerledi. Sonra döndü. Aynaya doğru yaklaşıyor. Kendini gördü aynada. Kendi yüzünü görmek şaşırttı onu. Biraz hüzünlenmiş gibiydi şimdi. Yüzüne dokunmak istedi. Aynada yüzüne dokundu. İçinde kendine karşı bir acıma hissediyor. Hasta bir insana can vermek ister gibi kendi yanağına bir öpücük kondurmak istedi. Aynaya baktıkça bunun olanaksız olduğunu gördü. Dudaklarından öpebilirdi. Sonunda yanağından öper gibi dudaklarına bir öpücük kondurdu. Kapıya doğru döndü. Odadan dışarı çıkıyor. Kapıyı kapattı.
Benim de sigaram henüz bitmişti. Balkondan aşağıya izmariti atıp, pencereden odaya giriyorum. Sırt çantam elimde. Çantayı açtım. Önce yırttığı sigara paketini çantama koydum. İçtiği sigaranın izmaritini aradım pencerenin önünde. Buldum. Onu da koydum çantaya. Ayağıyla ittiği kitabı yerden aldım. Kitabın kapağına şöyle bir baktım. Biraz ağır bir kitaptı. Aynaya yöneldim sonra. Ayna sıkıca çivilenmişti duvara. Zorla aynayı da çıkardım. Çivilerle birlikte çantama koydum. Müzik sesi yükseldi odanın dışından. Ayak sesleri de odaya doğru yaklaştığını belli ediyordu. Zamanı gelmişti. Pencereye doğru hızla yürüdüm. Çantanın fermuarını kapatıp sırtıma aldım. Pencereden geçip balkona çıktım.
Balkondayım. Hava bugün geçen haftaya göre daha sıcak. Kendisinin maviye boyadığı sandalyeye oturdum. Sırt çantamı sandalyenin yanına koydum. Derin sessiz bir soluk alıyorum. Cebimdeki sigara paketini çıkartıp içinden bir sigara sonra… Çakmağım cebimde. Sigarayı yaktım.
Perdeyi açtı. Biraz bakındı dışarıya. Sakalları daha da uzamış. Üzerinde siyah bir tişört var. İçerisi sıcak olsa gerek, pencereyi de açtı. Sonra derin bir nefes aldı. Bekledi. Pencerenin önünde yanan sigaraya gözü ilişti. Biraz baktı. İçmek ister gibi bir hali yok. Eli sigaraya uzandı. Arkasını pencereye dönüp sigaradan bir nefes çekti. Tekrar pencereye döndü. Yanan sigarayı aşağıya attı. Tüm bunlar onun için belki de çok şey ifade ediyordu. Yatağına uzandı. Odanın kapısında asılı afiş dikkatini çekti. Üzerinde her hangi bir fotoğraf yok. Yalnızca büyükçe siyah harflerle bir yazı var. Belli ki çok yorulmuştu. Derin bir uykuya daldı.
Her şey hazır… Çok sakinim. Pencereden içeri girdim. Çantamı açtım. Doğruca kapıya yöneldim. Afişe bakıyorum. Kapıdan söküp çıkardım. Çantama koydum. Sonra aynanın asılı olduğu duvara baktım. Yeni bir ayna almamış. Almış olsa yine aynı yerine asardı, diye düşündüm. Yatağa doğru yürüdüm. O uyuyordu, ben ayaktayım. Tişörtüne baktım. Yanına hafifçe sokulup tişörtünü çıkardım. Belli ki yorgundu. Hiçbir şey duymuyor. Tişörtü çantama koydum. Bir sigara yaktım. Bu arada çantamı kapattım. Yüzüne baktım. Pencereden atlayıp balkona çıktım.
Uyandı. Tavana bakıyor. Bir süre öylece durdu. Sonra yatağın içinde doğruldu. Bacaklarını kendine çekti. Ellerini dizlerinden bağlıyor. Kafasını öne eğdi şimdi. Sanki tekrar uzanacaktı yatağa. Öylece beklemeye devam etti. Kafasını yavaşça yukarıya doğru kaldırıyor. Tavandaki saate baktı. Sonra başını soldaki duvara çevirdi. İrkildi. Yürüyen bir adam vardı duvardaki fotoğrafta. Kafası öne eğik. Fotoğrafın bir parçası makasla kesilmiş. Yatağın ucunda bulunan masaya baktı. Makası gördü. Sonra fotoğrafa baktı. Belli ki bu makasla kesilmiş o parça. Birden başını daha aşağıya kaydırdı. Küçük bir fotoğraf asılı duvarda. Yataktan kalktı. Duvara doğru yürüdü. Alttaki fotoğrafa doğru eğiliyor. Saate baktı. Kapının yanında bulunan elbise dolabına doğru yürüdü sonra. Dolabın iki kapağını da açtı. Hiçbir şey yok. Fark etmedi bunu. Ayaklarına baktı. Önce sağ ayağını hafifçe kaldırıp çorabını çıkardı. Aynısını sol ayağındaki çorabı çıkarmak için de yaptı. İki eliyle çorabı katlıyor şimdi. Dolabın ortanca rafına özenle bıraktı. Odanın kapısını açtı. Odadan dışarı çıkıyor.
Sigaram bitmek üzere… Attım. Pencereden atlayıp içeriye girdim. Bugün keyfim yerinde… Yapılacak hayli iş var, diye düşündüm. Nereden başlamalı? Yatağa oturdum. Önce bir sigara daha yaktım. Aceleye gerek yoktu: Her şey vakti gelince bitecekti. Sigaramı sonuna kadar içmeye karar verdim. Sigaram bitti. Yatağa uzandım. Onun gibi tavana bakıyorum şimdi. Saate baktım. Sonra kafamı sol taraftaki duvara çevirdim. Fotoğraflar duvarda yok. Gözümü kapattım bir süre. Açtım. Tekrar baktım. Biraz önce hayal gördüğümü anladım. Her iki fotoğraf duvarda asılı. Rahatladım. Yatak aklıma geldi. Döndüm. Yatağa dokundum. Sonra yatağın önündeki masaya… Makas masanın üzerinde… Dolabın kapağa açıktı. Çorap gözüme ilişti birden. Ürperdim. Hemen çorabı elime aldım. Tahmin ettiğim gibi. Çorabın yalnızca bir eşi burada… Çorabı ortanca rafa koyup pencereye doğru ilerledim. Balkondayım. Biliyorum birazdan tekrar gelecek.
Kapıdan göründü. Donuktu. Masanın üzerindeki sigara paketine doğru yürüyor. Paket elinde şimdi… Bir sigara yaktı. Tam ağzına götürecekti ki. Durdu. Ayağına baktı, dönüp dolaptaki çoraba da. Pencereye doğru ilerliyor. Sigarayı balkona fırlattı. Hafifçe ayağını kaldırıp çorabı çıkardı. Dolaba doğru ilerledi sonra. Diğer çorabı aldı dolaptan. Tekrar katladı. Aynı yerine koydu. Yatağa uzandı. Tavana bakıyor. Uyudu.
İçerdeyim. Çorapları almak için yürüyorum. Elime aldım. Katlanmış çorapları bozmadan çantama koydum. Sağa dönüp masanın üzerindeki sigara paketini de aldım, makası da. Masa küçüktü. Kartondan yapmış. Makası çantamdan çıkardım. Masayı çantaya sığacak küçük parçalara ayırıyorum. Tüm parçaları özenle yerleştirdim çantama. Duvara doğru döndüm. Yürüdüm. Alttaki fotoğraf üstteki kesilmiş fotoğrafın parçasıydı. Fotoğrafı duvardan çıkardım. Dönüp ona baktım. Tekrar duvarda asılı fotoğrafa. Alttaki parçayı üst tarafa astım. Şimdi oldu, diye düşündüm. Yatağa doğru ilerledim. Hafifçe ona dokundum. Gözlerini açtığında gözleri gülüyordu. Bana baktı. Yavaşça yataktan kalktı. Odadan dışarı çıktı. Yatağı yere doğru yatırdım. Dört ayağını da kapattım. Kaldırıp pencereye doğru ittim. Balkona sarkıttım. Çantamı kapatıp pencereden yatağın üstüne basarak balkona çıktım. Yatağı balkonun demirliklerine dayadım. Ayaktayım. Sandalyeye oturdum.
Bugün yine aynı… Sigarama baktım yarılamışım. Yine aynı balkon yine aynı çanta yine aynı ben, diye içimden geçirdim. İçimde tüm bunların keyfi var. Sigarayı içmeye devam ediyorum. Sigara bitti. Pencere açıktı. Ayak sesleri duyuldu. Kafamı çevirdim. Penceredeydi. Bana baktı.
Sigara içiyor. Sanırım çanta onun. Bana bakmaktan korkmuyor. Pencereden atlayıp balkona çıktım. Balkonun demirliklerine dayandım. Bir süre öylece durdum. Tekrar baktım ona. “Seni tanımıyorum.” Dedim.
Bana bakıyor. Tekrar kafasını çevirdi. Bir sigara yaktı. “ben de seni tanımıyorum.” Dedi. Çok rahattık ikimiz de. Sigarası bitince ayağa kalktı. Pencereye doğru ilerliyor. Odaya girdi. Ben sandalyeye oturuyorum şimdi. Hava çok güzel ve inanılmaz bir keyif alıyorum yaşamaktan, diye aklımdan geçiyor.
Ali Akkoç