Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır.
Friedrich Nietzsche
Her aklı başında yetişkin birey öleceği günü düşler. Ama ölüm anı hayal edilemez. Neden diye soracak olan olur iseniz, ben şuanı yaşıyorum. Yani belki yaşadığım hayatın hakkını veremiyor olabilirim haklısınız. Bu da zaten ölüm nedenlerimden sadece birisi değil mi? Konumuza dönecek olursak. Şuandayız hepimiz. Ben kimim veya siz kimsiniz bilmiyorum. Ne zaman öleceğim, ne zaman öleceksiniz bilmiyorum. O saat bir gün gelecek. Ölmek saati geldiğinde belki de bu yazının paylaşımı üzerinden daha bir saat geçmiş olduğunu bilemeyeceğim. Sizler Ölmek Saati 3’ü hiç okuyamayacaksınız belki. Bu şekilde ölünebilir evet. Eğer siz kırk yıl sonra ölecek iseniz yanınız da kimin olacağını şimdiden bilebiliyor musunuz? Hayatımız neye göre, kime göre, kim için şekilleniyor?
Tabuta vuran ellerin çaresiz hissini yüreğiniz de hissediyor musunuz?
Tabuta bakan iki yaşındaki çocuğun sadece herkes ağlıyor diye ağladığını görüyor musunuz? Veya çaresiz gözlerle etrafına baktığını?
Bir tatlı söz yılanı deliğinden çıkarabiliyor ise bir çift göz etrafı ne kadar görebilir?
…
İnsanlar ertelemeyi severler. Bende severdim. Keşke sevmeseydim. Güneş arabanın filmli camlarından geçerek göz bebeklerimi yakalamaya çalışıyordu. Sonunda tam başardı diyordum ki telefonum titredi. Sevdiğim bir dostumdan gelen mesajı okumak için gözlerimi araladım. Tam o anda yakaladı beni güneş. Hain güneş.
– Yarın görüşelim. Bir şeyler yer içeriz Bro.
– Çok yorgunum aga tatilden dönüyorum hafta içi görüşürüz olur mu?
-Tamam Bro haberleşiriz.
Yarım kaldık dostum ile bir daha görüşemedik. Yarın akşam olduğunda Ölüm Saatinin geldiğini öğrendim. Hain olan güneş değil ölüm saatiydi. Ertelenmiş zamanlar, yaşanamayacak anılara dönüştü. Yüzü unutulmazdı insanların. En azından ben unutmadım. Ölüm saati tüm sevdiklerimi almaya devam ederken geride yüzlerini bana bıraktı.
Ertelenmeseydi yaşanacak olanlar, gidenler gitmez miydi? Kalır mıydı geriye yaşanacak güzel anılar?
…
Ölmek saatinin alarmı hepimiz için çalıyor. Her sabah beş dakika daha erteliyoruz. Ertelediğimiz zamanların pişmanlıklarını yaşamayacağımız günler bizimle olsun…
Mert Eker
“Ölmek Saati 1″ için tıklayın!
Yorumlar (1)