Siz yoktunuz tül perdeler havalandı
Buram buram rüzgar doldu içimin odaları
Tren raylarına yatıp izledim yıldızları
Ya da saçlarımın arasına doğrulttum
Toplu bir tabancayı
Siz yoktunuz ben yeniden başladım hayata
Sabah erken kalktım,
Güzel şarkılarla baktım dünyaya
Hiç yürümediğim kadar yürüdüm
Karnım kesilene kadar güldüm
Yeni insanlar tanıdım yollarda
Kırmızıda yola atladım
Sonra tonlarca ağırlığıyla çöktü akşam göğsüme
Yutkunamadım, kapatıp kapatıp açtım defterleri
Siz yoktunuz ve bir daha gelmeyecektiniz
Çocukken el salladığım uçaklara bindim
Duvarımda asılı haritaydı dünya
Üç beş eşya alıp çıktım evden
Duvarımdaki dünyayı avuçlarıma kazıdım
Zamanın bir yerinde buldum sizi
Sessiz ve duvarlarından eski insanlar fışkıran Bir Avrupa şehrinde
Kar kürelerine hapsoldu kainat
Ve gözleriniz zihnimin tam orta yerine
Unuttum gerçek nedir,
Nedir köle olmak ve koşmak özgürlüğe
Kimliklerde yazan kimin ismiydi
Kimindi bu evler ve neden yanıyordu her yerde ışıklar
Nereye gitmişti sakallarıyla gülümseyen adamlar
Bir tek siz kaldınız hafızamın dallarında
Bir tek gülüsünüz kaldı tomurcuk güller gibi
Şimdi söyleyin bana
Hangi anahtarla açacağım
Demir kelepçelerini göğüs kafesimin
Ve siz sallanırken aklımın iplerinde
Nasıl kapatacağım gözlerimi?
Musa Değirmenci