suretler beliriyor ansızın bir takım kırık pencerelerinde
yamanmış bir sevdaya aç, ağzı bozuk
üç beş adamdan kaç, saklan
ve kurtar kendini büsbütün yok olmakların pençesinden
sıyrıl artık karamsar saçlarından kan damlıyor fayansa
gözlerin aynadan gözlerimle buluşuyor
sonu gelmeyen daire bir labirentte
kuyruğu kopuk beyaz fare mizahı
işte sıkıştık kaldık siyasete saplı muhabbette
bir bataklık gibi kımıl kımıl canlılar savruluyor
canlara batıyor bazı kelimeler, klişe
çayın üstünde de bir duman ki efendim uzun ince
iki şeker atıyorsun
sor!
nereden batacak bu defa güneş ve tekrara düşecek gece?
minik bir özet geç bana
hangi yıldızlar vardı torbamızda geçen hafta
elde biralar, çırılçıplak gökyüzü, üç adım
ötede pejmürede bir çadır
ve de teleskop!
hani sinemada çalışıp aldığımız
hani “hani”ler ve “belki”ler bitmez ya
hani biraz de öyle işte…
hafif ıslak şüphesiz saçlarında
bazı sözcükler düpedüz aptaldır
çoğu şey aptallaştırır çoğu zaman
ki beyin her daim kimyasal reaksiyonlardan ibaret
nedir algoritması bu yaşlı evrenin?
dur!
ve her şey dursun kayboluşlar içinde
bir yerlerinde kozmosun saklanıyor
(bir yerlerinde kozmosun
Pi sayısının sırrı bekliyor!)
bir parmak kanasın ardından
bir kalp kırılsın, bir demet kuru papatya
mezarlara sarılsın
mor-mavi gökyüzü altında
senin yanında
elimde birayla
ölmekler çok rahat
Zeynep Sina Ersan