sorgusuzca akıp giden şu yağmuru
karanlık…
yıldızları görememek ama hüznün
en güzel timsalini iliklerinde hissetmek
sırılsıklam
gelen çelişkiler!
sevdayı izliyorum
sokaktan geçen yalnızlığı
ki yalnızlık en tuhaf kelimedir
bir anlamı yoktur kesin
ve net!
yalnızlık sözlükte bile yalnızdır ya.
dinliyorum Nazım’dan ve Edip’ten
ve Tezer’den
ve bu dünyadan geçmiş güzel adamlarla kadınlardan
kırık bir şeyler
biliyorum
Orhan’ın anlatamadığı bir yerleri
ait olduğum mekanlar
satır aralarında gizli!
insanlık değil
başka bir şeyler
bir başka tür, başka gizem
bambaşka sistemler
hatta evren hatta kozmos,
Oğuz’un bahsettiği belki de.
boşluklar
bir şiirde akla gelip yazılmayan kelimelere misali
kentlerden ayrılan
ne demeli buna?
sigarasıyla geçiyor biri karşı kaldırımdan
çıkmaza sapıyor
peki ya şimdi ne olacak
tüm bu olanlar nasıl, nerede, ne zaman, kimle son bulacak
ben bağlanmadım Can
sana yeminler olsun!
kurumuş tüm papatyalar adına
senin adına
İskender’in, Cemal’in, Turgut’un adına
hepsinin söylediklerinin adına
geceyi izliyorum
ve sorgusuzca akıp giden şu yağmuru
biraz da kendi adıma
korkuyorum
Zeynep Sina Ersan
Görsel: melankolikdizeler.blogspot.com.tr