2013 yılının Kasım ayında facebook da “Yere Düşen Travma” isimli bir sayfa ile yazma hayatına başladı Paskalya Tavşanı. Yazılarında genellikle “çirkin” diye tabir edilen insanların nacizane ruhlarından bahsetti. Yalnızlığın ve dışlanmışlığın en keskin yerini kağıda döktü. İlk başlarda birkaç kişi takip etmeye başladı. Sonra kendilerine okuyucu denen bir kitle karşısına çıktı ve okuyucularının isteği doğrultusunda kendi memleketi olan Eskişehir’de sayfasının adı ile 5 adet fanzin çıkardı. İlk 3 sayısında yalnız çalışan Paskalya Tavşanı 4 üncü sayısında yeni bir yazar arkadaş ve bir çizer ile fanzinini büyüttü. Konuk yazarlar davet etti fanzinlerine bunlar Ali Lidar, Burak Bayraktar ve Son Cengiz Aydın oldu. Hepsi de ellerinden geldiğince destek oldular. Şimdi Paskalya Tavşanı’nın ilk kitabı “Müsveddeler” piyasaya çıktı. Kitabında şu ana kadar yazdığı öykülerin yanı sıra yeni öyküleri ve bunca zaman hiç tanışmadığı hayalinde yarattığı Nia isimli kadına şiirleri bulunmakta. Okuyucularından gelen tepkiler doğrultusunda yazılarında küfür etmekten çekinmeyen yeri geldiğinde düz yeri geldiğinde ise betimlemeleri ile melankolinin ve bunalımın kol gezdiğini söyleyebiliriz. Şu an sadece internet üzerinden satışta olan kitabı dilerseniz bulunduğunuz şehirlerde ki kitapçılardan sipariş üzerine temin edebilirsiniz. .Hem kitap hakkında hem de yazar hakkında bilgi vermek için birkaç madde ile ufak bir tanıtım hazırladık.
Dip Not: Yakın bir zamanda Yere Düşen Travma’nın 6 ıncı sayısının dağıtımı başlayacaktır.
1. Çirkinlere, yalnızlara ve dışlanmışlara
1. Ben deli değilim. Sadece yalnızım.
Yalnız olduğu zaman insan kendini keşfediyor. İç organlarını dışarı çıkarıp incelercesine zeki bir hal alıyor. Bir kanser hastası gibiyim bazen. Önce saçlarım döküldü sonra arkadaşlarım döküldü yanımdan. Onlar önemli değil benim için. İnsanlar gelip geçicidir. Sana hayatın bazı evrelerinde eşlik edip sonra siktir olup giderler bu kadar. Fazla bir kayıp sayılmazlar.
1. Yaralar basittir aslında
Kabuk tutar, kabuk atar iyileşirşin…
Peki ya acı kabuk tutar mı?
Hiç sanmıyorum
1. Hissizlik insanın ölümden önce yaşadığı son evredir.
Bileklerini parçalamaktan önceki düşünme evresi gibi bir durumdur. Eline jileti alan bir insan eğer gerçek anlamda intihar edecekse bir şey düşünmez. Çünkü düşünülecek bir şey kalmamıştır. Her şey yaşanmış ve bitmiştir. Yolculuk esnasında gitmek istediğin durağa gelmek gibidir. Dönüşü yoktur. Eğer elinde bir jilet ile banyodaysan bileklerini parçalamak bir intihar değil son bir görevdir.
1. Serum şişesinde balık besleyecek kadar seviyorum hastaneleri.
Morfin kokusunu, ameliyathane odasında ki Tanrı ya kafa tutarcasına hastayı kurtarmaya çalışan doktorları ve bir tabut rahatlığında ki sedyeleri..
1. Bazı kadınların yaraları gizlidir. Sevmeyin o kadınları
Gün gelir farkında olmadan yarasını kanatırsınız
Kendiniz yaraladınız sanarsınız
Oysa ki sadece yarasına tuz basmışsınızdır.
Kötü kadınları sevin
Yaralarını çekinmeden söyleyen
O yaraların açılmasına izin verdiği için
Kendine söven kadınlar.
Ruhları saçlarından güzel kadınlar
Kendiniz yaraladınız sanarsınız
Oysa ki sadece yarasına tuz basmışsınızdır.
Kötü kadınları sevin
Yaralarını çekinmeden söyleyen
O yaraların açılmasına izin verdiği için
Kendine söven kadınlar.
Ruhları saçlarından güzel kadınlar
7. Bizler çirkiniz. Bizler pisliğiz..
Bizler Tanrı’ya babalarından çok güvenen ve seven basit mahluklarız. Dışımız bir bataklığı andıracak kadar kötü içimiz Babil’in Asma Bahçeleri kadar temiz ve saftı. Ama anlamadınız
8. Ben hep olmayan bir kadına şiirler yazdım..
Hayatımda olan bir kadına şiir yazmayı beceremedim..
Hayatımda olan bir kadına şiir yazmayı beceremedim..
Çünkü hayatında “kadınım” dediğin biri varsa,
Elini her tuttuğunda kalp atışın hızlanıyor
Onu her gördüğünde ilk günkü gibi heyecanlanıyorsan
O kadına şiir yazamazsın
Çünkü Tanrı o kadını şiir olarak yaratmıştır…
Gözlerine her baktığında okuyabilirsin o şiiri,
Saçlarına her dokunduğunda hissedebilirsin o şiiri,
Ve göğsünde uyuduğunda ısıtır seni o şiir…
Şiir gibi kadınımla tanışana kadar
Olmayan kadınıma şiirler yazacağım
Biraz eksik
Biraz yavan
Biraz gözyaşı
Biraz yalnızlık ile..
Elini her tuttuğunda kalp atışın hızlanıyor
Onu her gördüğünde ilk günkü gibi heyecanlanıyorsan
O kadına şiir yazamazsın
Çünkü Tanrı o kadını şiir olarak yaratmıştır…
Gözlerine her baktığında okuyabilirsin o şiiri,
Saçlarına her dokunduğunda hissedebilirsin o şiiri,
Ve göğsünde uyuduğunda ısıtır seni o şiir…
Şiir gibi kadınımla tanışana kadar
Olmayan kadınıma şiirler yazacağım
Biraz eksik
Biraz yavan
Biraz gözyaşı
Biraz yalnızlık ile..
9. Ama çirkinler. Sizin o ittiğin karanlık çukurda aşkı kanlarıyla besliyorlar.
Bir kadının ruhunu incitmeden sevmeyi sinirden yediğin parmak uçlarıyla öğreniyorlar. Kalpleri yerinden sökülse bile yanlarından gitmemesi için sevdiği söyleyecek kadar korkak bir çocuktur çirkinler. Çirkinler açılamaz. Seviyorum diyemez sadece seyrederler. Onun başkasıyla gülüşünü. Sessizce içlerinde ki cehennemde yanarlar.
10. Çirkinler kötü insanlar değildir.
Sadece konuşamazlar. Yalnızlık fırtınasında kalmışken sığınacak bir yer arar. Ama hiçbir zaman bulamazlar.
Çünkü çirkinlerdir.