Kurosawa dışına hiçbir yönetmen yoktur ki Japon kültürünün yapısal özelliklerini tasvir eden bir mirası asil ve evrensel bir tarzda bırakmış olsun. Seven Samurai, Yojimbo, The Throne of Blood ve diğer pek çok filmin yönetmeni olan Kurosawa, dünya üzerindeki insanların kolektif bilincindeki samuray algısını şekillendirmeye yardımcı olmuştur. Onun filmlerinde durmadan karşımıza çıkan ve her defasında seyirciyi büyüleyen bir motif vardır: Gençliğin masumiyeti ve saflığı ile kefaretini ödeyip tekrar saflığa ulaşmaya çalışan, ölüme yaklaşan yaşlıların arasındaki kesin tezatlık.
1952 tarihli Ikiru’da yönetmen, ölmekte olan bir bürokratı ele alır. Bu tezatlık olgusunu en net şekliyle bu filmde görürüz fakat Rashomon’daki yetim bebek, Rhapsody in August’ta yağmurda ayakta durmaya çalışan yaşlı büyükanne, Dreams’teki cenaze alayı gibi bazı son sahneler de bu olguyu açık şekilde resmeder. Genelde bu durum bir tür yenilenme ve yaşamın devamı olarak görülür.
Kaynak: www.sinematopya.com