Reklamlar halkın zekasıyla, sağduyusuyla oynamakta, onları aşağılamaktadır; bütünüyle tüketime dönük, tek boyutlu, ama bencil bir zihniyet yaratmaktadır. Bir yerde sanatın yerini tutmakta, çirkin, yoz bir mizah halinde yaygınlaşma eğilimi göstermektedir. Bugün, evlerde, sokakta yalnızca reklam spotlarına dayanan bir konuşma üslubu oluşmuştur. Özellikle çocuklar reklam sözlerinin ya da görüntülerinin tuzağına düşmektedir. Büyümüş de küçülmüş, yapay bir argo içinde yetişmiş, insancıl değerler yerine “homo ekonomiküs” itkileriyle büyümüş, yarışma duygusunu kötü bir planda yaşamış kocaman bir çocuk ordusu… Bu ordunun geleceği belirsizdir.
Cemal Süreya
Aydınlık Yazıları / Paçal, 1992.