A hastanesinin kantinine doğru yürüyen Bay Z birkaç kişinin kendisini takip ettiği hissine kapıldı. Acaba dedi içinden beklediğim arkadaşlarım mı? Böyle düşünmesinin nedeni şu an onlara çok ihtiyacının olmasıydı. Bundan emin değildi yine de kimse olup olmadığını kontrol etmek için arkasına döndü. Hiç kimse yoktu ama uzaktaki erik ve elma ağaçlarının arasında siyah paltolu bir adam Bay Z ye bakıyordu. Bay Z adamdan korkmuş olacak ki hemen bakışlarının yönünü değiştirdi. Bu arada yürümeyi bırakmıştı. Etrafa bakınıyor gibi görünmeye çalıştı ve siyah paltolu adamla tekrar göz göze geldi. Adam üzerindeki şık ve zarif paltosuyla beyefendiye benziyordu ama bakışları Bay Z yi endişelendirmişti. Bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi yeniden yürümeye başladı ama hala tedirgindi.
— Saçmalıyorum yine, altı üstü bir adam bunda korkulacak ne var ki, diye aklından geçirdi. Adamın ürkütücü bakışlarının olmadığının yalnızca kendisinin boş yere tedirgin olduğunu düşündü. Bundan dolayı kendine kızdı çünkü yoktan yere kendini sinir etmişe benziyordu.
Kantininin kapısına geldiğinde durdu ve elindeki valizi yere bıraktı. Hava birkaç saat öncesine göre daha da yumuşamıştı. Paltosunu ve atkısını çıkarıp eline aldı. Gözü erik ve elma ağaçlarının arasında kımıldamadan ağzında sigarası ile duran siyah paltolu adama takıldı. Önce bir şey yokmuş gibi davrandı ama siyah paltolu adam Bay Z de merak uyandırmıştı. Adamın üzerindeki siyah palto siyahın en koyu tonundaydı ve sanki Bay Z ye bir şeyler göstermek ister hali var gibiydi. Adam bir de siyah şapka takıyordu, bunu sonradan fark etmişe benzeyen Bay Z:
– Siyah paltosu ve şapkası ile bu adamın hastanede ne işi var? Hem neden beni izliyor ki, diye aklından geçirdi. Bu sorularla masaların üzeri pislikten geçilmeyen, çay bardaklarında hastaların kokmuş el izleri olan, tavanı çok yüksek ve havası boğuk olan kantine girdi. Bunlara rağmen içerisi bayram yerini andırıyordu. Doğruca çay ocağına yanaştı ve bir çay istedi. Çayı aldıktan sonra kantinin içine doğru döndü. Kantinde o kadar çok masa vardı ki içerisi bildiğin çöp yığınını andırıyordu. Biraz bakındıktan sonra geçip bir masaya oturdu. Oturur oturmaz da etrafına birçok hasta toplandı. Ondan para ve sigara istiyorlardı. Cebinde kendine yetecek kadar parası vardı. Sigarası da zaten olmadığından ne para ne de sigara verdi. Hastalar Bay Z masadan kalkana kadar yanında dolanıp durdular çünkü yok demekten anlamıyorlardı.
Kantinden çıktığında valizini eline alıp hastanenin bahçesinde gezinmeye başladı. Gidebilecek başka yer olmadığı için erik ve elma ağaçlarına doğru yürüdü. Oraya vardığında siyah paltolu adam ortalıkta görünmüyordu. Bahçede bir banka oturdu. Etrafa boş boş baktı. Sigarası yoktu ve bir yerden bulması gerektiğini düşündü. Bankta aklına saçma sapan düşünceler geliyor ardından sigara içme isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Banktan kalkıp neden olduğunu bilmeden hastanenin bilmediği bölümlerine doğru yürümeye başladı ama aklına sigarası olmadığı geldi bu arada vakit de epey olmuştu. Akşam yemeğini de kaçırmaması gerektiği için yemekhanenin hemen arka kısmında bulunan acil servise gitmeye karar verdi ve elinde valiziyle acil servise doğru yürümeye başladı.
Hastanenin acil servisi çoğu hasta için hastaneye yatırılıp yatırılmayacağının karar verildiği bir bölümdü. Buraya hasta yakınları ya da polisler tarafından getirilen hastaların durumu içler acısıydı. Bazıları ya kendini ya da başkalarını bıçakla delik deşik etmiş ve ömür boyu hastanede kalacaklarından habersizdiler. Hastanedeki çoğu hasta acil servisin önüne gelip hasta yakınlarından sigara ve para isterlerdi. Bay Z diğer hastalar gibi değildi, en azından parası vardı. Sigara istemiyor ama para verip hasta yakınlarından sigara satın alıyordu. Acaba, dedi, acile yeni gelen hasta var mı ve varsa hasta yakınları bana sigara satarlar mı ki? Bunu düşünmesinin altında çoğu hasta yakını kendince hastaları düşündüğünden hastalara ne sigara vermek ne de satmak istiyordu. Bay Z bu duruma bir türlü anlam veremiyordu. Yine de şansını denemek isteyip acil servisin önüne geldi.
Bay Z acil servisinin önüne geldiğinde ambulansla bir hasta getirildiğini gördü. Arabanın içinden hastane görevlileri ve iki tane asker indi. Sedyeye yatırılan hasta vakit kaybedilmeden içeriye alındı. Dışarıda iki asker ayakta beklemeye başladı. Askerlerden birinin boyu uzun yüzü esmerce, geniş omuzluydu. Apoletlerinden onbaşı olduğu anlaşılıyordu ama cüssesi bir albayı andırıyordu. Diğer asker orta boylu sarışın ve mavi gözlüydü diğer askere nazaran sıskaydı. Bay Z vakit kaybetmeden askerlerin yanına yanaştı:
– Merhaba.
Esmer olan:
– Ne istiyorsun?
– Bir şey istemiyorum. Yalnızca canım sıkıldı. Selam vereyim dedim. Selam vermek de suçsa selamımı geri alayım.
– Alamazsan bozuşuruz, dedi diğer asker ve ikisi birden gülmeye başladı.
Bay Z:
– Neden gülüyorsunuz?
– Sana mı soracağız. İster güler ister ağlarız. Hadi git buradan.
– Sizden bir şey isteyecektim.
– Sigara mı isteyeceksin?
– Evet, ama nerden bildiniz, dedi Bay Z.
Askerlerden sarışın olan:
– Siz hastalar paranın nasıl kazanıldığını bilemeyecek kadar aklınız yok.
– Benim param var, dedi Bay Z.
– Senin adın ne?
– Bay Z.
– Bay Z söyle bakalım kaç liran var.
– Param çok ama yabancı para olduğundan ne kadar ettiğini bilmiyorum, dedi ve cebinden bir tomar para çıkardı.
Askerler bir anda kahkaha attı ve esmer olan:
– Gazete kâğıdıyla bizi mi kandıracaksın. Hadi git doktorun ilaçların dozunu yükseltsin.
– Gazete kâğıdı olur mu? Bunlar İngiliz sterlini.
– Getir bakalım şunları.
Bay Z elindeki paraları askerlere uzattı. Askerler paraları incelemeye başladı ama paranın üzerindeki yazılardan bir şey anlamamışlardı.
– Bizi kandırmıyorsun değil mi? Kandırıyorsan sonunun ne olacağını biliyorsun.
Bunları duyan Bay Z biraz rahatlamışa benziyordu. Askerler üzerlerinde hastalara pahalıya satmak için yanlarına muhakkak sigara aldıklarından hemen Bay Z ye kaç paket istiyorsun diye sordular. Bay Z üzerinizde kaç paket sigara varsa hepsini verin paranın yarısı sizin olsun dedi. Askerler buna oldukça sevinmişti. Çünkü yabancı paranın değerinin yüksek olacağını düşünüyorlardı. Paraları ceplerine koyan askerler sekiz paket sigarayı Bay Z ye uzattılar. Bay Z sigaraları paltosunun ceplerine doldurdu.
Yüzüne renk gelen Bay Z cebindeki bir paketten sigara çıkarıp yaktı ve Hastane müdürlüğüne doğru yürümeye başladı ama oraya gittiğinin farkında bile değildi. Müdürlüğe geldiğinde kendisinden önce içeriye siyah paltolu adamın girdiğini gördü. İlk defa o an bir şeylerden şüphelenmeye başlayan Bay Z nin içine garip bir korku düştü. Müdürlüğe girmekten vazgeçti ve valizini yere koyup beklemeye başladı ve ne işim var Müdürlükte diye de düşünmeden edemedi. Biraz bekledi tam valizini alacaktı ki hastanedeki görevliler onun yanına gelip kollarından kelepçelediler. Bay Z yi hastane müdürlüğünün esrarengiz görünen kocaman koridorlarına doğru götürmeye kalktıklarında Bay Z şaşırmışa benziyordu. Görevliler arka kısımda bulunan bir binanın kapısına geldiklerinde yürümeyi kestiler ve neden olduğu bilinmeyen bir şekilde beklemeye başladılar. Ne olduğunu anlamayan Bay Z Görevlilere:
– Ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Beni hemen bırakır mısınız?
– Biz yalnızca verilen emri uygularız bunu da bildiğinizden eminiz, dedi görevlilerden biri.
– Ben ne yaptım ki hiçbir sebep yokken benim kollarımdan tutup beni bilmediğim bir yere götürüyorsunuz?
– Size bir şey yaptınız ya da yapmadınız diyemeyiz.
– Peki, bu şekilde beni tutmanız suç değil mi?
– Burada suçu da cezayı da belirleyen hastane yönetimidir.
– O zaman bana suçumu söyler misiniz?
– Bize suç konusunda ya da ceza konusunda hiçbir bilgi verilmez ama tek bildiğimiz hastanede yasak olan bir eylemi yapmış olduğunuzdur.
– Ama… Ben hiçbir suç işlemedim ki.
– Konuşmayı bırakın lütfen çünkü sizi şimdi başka görevliler teslim alacak. Bu görevlilerin yanında kesinlikle suç hakkında hiçbir şey konuşmayın. Onlara soru sorduğunuzda sizi terslemekle kalmazlar hak ettiğiniz cezanın dışında kendilerine göre ayrıca ceza verebilirler çünkü onların buna yetkisi var.
– Hiçbir şey anlayamıyorum. Ben yalnızca bu hastanede kalan sorumluluklarımı bilen bir hastayım. Nasıl olur da işlemediğim bir suç hakkında cezalandırılabilirim?
Bay Z görevlilerden hiçbir cevap alamayınca çaresizce onu teslim alacak diğer görevlileri beklemeye başladı. Hastanenin daha önce görmediği küçük bir binasının önünde onun kollarından tutan görevlilerle sağına soluna bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Diğer görevliler gecikince kolundan tutan görevliler kendi aralarında Bay Z nin uzak olduğu bir muhabbete daldılar. Bay Z ise binanın içinde bulunan odaları incelemeye başladı. Demir parmaklı pencereleri olan odalara bakıp binanın içinde bulunan odalarda kimlerin kaldığını düşünüyordu. Dikkatlice bakınca camdan yapılmış içerisi görünen odada bir hasta gördü. Elleri pencerenin demirliklerine kelepçelenmiş hastanın sırtı Bay Z ye dönüktü. Kendi kendine mırıldanan hastanın ağzından Bay Z nin hiç duymadığı garip sesler çıkıyordu. Demirliklere kelepçelenmiş hasta ve demir parmaklıklı küçük pencereler Bay Z nin içini karartmıştı çünkü birazdan kapatılacağı odanın pencereleri de böyle olacağına emindi. Bunları düşünürken beyaz üniformalarıyla diğer görevliler gelip Bay Z yi ve valizini teslim aldılar ve ona kelepçe takıp binanın kapısından içeri soktular. O anda görevlilerden biri:
– Bugün bu binada kalacaksınız, dedi.
– Peki, yarın ne olacak?
– Yarın hakkında size hiçbir şey diyemem.
– Yarına kadar meraktan çatlayabilirim çünkü burada bu pencerelere zincirlenmiş bir şekilde kalırsam benim için feci sonuçlar doğurabilir.
– Siz bu konuda endişe etmeyiniz çünkü sizin yararına olmasa hastane yönetimi böyle bir karar vermez.
– Ama… Ben burada kalırsam korkudan ölebilirim.
– Merak etmeyin buraya gelen hastalar başta sizin gibi düşünür ama sonradan korkulacak bir şey olmadığını anlarlar ve çoğu bu binadan taburcu olurken bizlere şükranlarını dile getirirler.
Bunları duyan Bay Z şaşırdı çünkü buna inanmak istemedi ve nasıl olur da kolları pencerenin demirliklerine zincirle vurulmuş birileri şükranlarını sunabilir diye düşündü. Ağlayacak gibi oldu. İçinde korku yoktu ama şimdi suya kaçmış da boğuluyormuş hissi vardı. Dalgın şekilde düşünürken beyaz üniformalı görevli:
– Hem siz bu kadar korkmanıza gerek yok, dedi.
– Neden ki?
– Siz pencerelere zincirlenmeyeceksiniz ve pencereniz de açık olacak.
Bay Z buna sevindi ama neden olduğunu anlamamıştı ve hemen:
– Neden pencerem açık olacak?
– Bu konuda bize verilen bilgi böyle ve daha fazlasını biz bilmeyiz. Şimdi sizi odanıza götüreceğiz ama önce cebinizdeki sigaraları çıkarın bakalım, dedi görevlilerden biri. Paltosunun ceplerinden sigaraları boşaltan Bay Z görevlilere:
– En azından bir paket sigara kalsaydı. Sigarasız duramıyorum.
– Bir paket değil tek bir sigara bile veremeyiz çünkü bu konuda uyarıldık.
Bunları söyleyen görevli belindeki anahtarlıktan bir anahtar çıkarıp Bay Z nin kelepçelerini açtı. Kelepçeler sökülünce Bay Z bileklerine dokundu. İçindeki boğulma hissi biraz olsun gitmiş ve biraz olsun rahatlamıştı. Görevliler Bay Z yi odasına götürdüler ama valizini kendisine vermediler. Bay Z görevlilerden valizini istedi görevliler ise bunun yasak olduğunu söyleyip onun isteğini geri çevirdiler. Sinirlenmişe benzeyen Bay Z:
– Sigara istedim vermediniz, valizimi istiyorum vermiyorsunuz. Bunlar ne anlama geliyor?
– Sadece kurallara uymasını öğren ve sana ne sunulduysa onlarla yetin, dedi görevlilerden biri.
– Neyim var ki yetineceğim?
– Çok soru soruyorsun ve anlamamak için elinden geleni yapıyorsun. Eğer bir daha soru soracak olursan…
– Peki, efendim bir daha sormam.
Görevliler Bay Z nin üzerinde daha fazla baskı kurmadan binanın giriş katında küçük bir odaya getirdiler. Yanlarında bulunan pijamaları Bay Z ye giymesi için verdikten sonra odanın kapısını Bay Z nin üzerine kilitleyip gittiler.
Ali Akkoç
Görsel: www.youtube.com/watch?v=1d_MIZjscjg