Gökyüzünü alıyorum ayaklarımın altına
Maviyi kaç defa böyle görebilirsin ki
Beyazlar ve yıldızlar içinde
Başım yere eğik kaç düşünceyi ezmek istiyorum
Daha kaç kişiyi seveceksin
Daha kaç yalnızlık
Daha ne kadar beyazın altında kirlenmeden yürüyeceksin
Durmadan yürüyorum ya da öyle zannediyorum
Onca geçmiş geçiyor gözümün önünden
Biri geliyor, biri gidiyor zamanı ayırt edemiyorum
İçime koskocaman bir ülke yerleşiyor
Gökkuşağının renkleri bütün memleketi kaplamış
Sonra bir şey oluyor ülkeme bombalar yağdırıyorlar
Kafam çok kalabalık vücudum yalnız başına uyuşuyor
Ay öylesine güzel ki bu savaşın içinde, tutuyorum onu
Acı çeken ülkemdeki kadınların kulağına
Küpe yapıyorum beş dakika da olsa mutlu yaşamaları için
Güneş bütün yüzümü aydınlatıyor, geride bıraktıklarım yanıyor
Bana değmiş bütün acıların ötesine yelken açıyorum
Tanrının üzerine doğru bata bata gidiyorum, ağlıyorum.
Evrenin mutsuzluğunu ülkemdeki çocukların üzerine
Yıkacak kadar ne yaptılar sana soruyorum.
Bu son sorum, bu da son şiirim olsun.
Mert Tabur