Yatağın altına saklanmış, duygularım
Fırat’ın suyu gibi cesurca akıyor
Kılcal damarlarımdan soğuk parmaklarıma
Hissediyorum, yaşıyorum, yaşamayı seviyorum
Keşke herkes görse bunu, herkes yaşasa
Isınmış yüreğim
Gözü yaşlı aklım
Karıncalanmış karnım
O, silahsız bir savaşa girmiş, yaralamış
Bembeyaz akmış sözcükler kaldırıma
Bilir misin canım hiç acımamış
Üzülmüşüm gençliğime, yüksekten düşmüş
Şehre dönmüş, kimse tanımamış
Bir sigaraya can vermiş, sonra da geri almış
Sürgün edilmiş vatanından
Hissettim onu, yürüyordu çarpık bir kaldırımda
Dokunsan ağlayacak
El pençe divan durmuş kaderine
Göz göze geldik
Bir kağıt parçası vardı elinde
Her şeyi hissederim, bazen bacaklarım hariç
Medet ummadan yol alırlar
Samimiyet beklemezler
Ona yüzümü döndüğüm gün, beni taşıdılar
Başka yerlere baktılar
Ben kendime bakamazken
Tekrar görür müyüm seni?
Tanrısı olabilir miyim cansızlığının?
Sevebilir miyim aydınlığını?
Olabilir miyim kendim, bir başka halim, savaştığım ama
kaybetmediğim
Ahmetcan Uzlaşık
güzel şiir