Tanzanya’daki Hadza kabilesinin üyeleri, tam 10 bin yıldır yaşam biçimlerini değiştirmedi.
Kabilenin 1000 üyesi, Eyasi Gölü’nün çevresindeki mağaralarda , 10 bin yıl önce hangi koşullarda yaşıyorsa o koşullarda yaşamayı sürdürüyor. Bu bölgenin hemen güneyinde bilinen en eski insansı fosilleri bulunmuştu. Hadzaların konuştuğu ritmik dilin ‘dünyanın yaşayan en eski dili’ olduğu sanılıyor.
PATRON, MESAİ, İŞ , KREDİ, SMS, CEP YOK BOL BOL ‘ ZAMAN ’ VAR!
Hadzaların yaşadığı dünyada telefon mesajları, otomobil, elektrik, iş, işçi, patron, mesai kavramı, sosyal veya dini bir yapı, yasa, vergi, para yok. Para gibi değiş tokuş değeri olan tek şey, zaman zaman komşu kabilelerle takas ettikleri sandaletler.
Bu dünyada var olanlar savanlar, zehirli yılanlar ve insan yiyici aslanlar var.
Hadzaların kullandığı bütün av aletleri, göl kenarındaki maddeler kullanılarak bizzat kendileri tarafından yapılıyor.
“Zamanın unuttuğu bir kabile” olarak yaşayan Hadzalar, çevrelerindeki kimseyle çatışmaya girmiyor. Açlık veya bulaşıcı hastalıklara dair hatıraları yok. Nüfusları, avcılık ve toplayıcılıkla geçinebilecek toplam insan sayısını asla geçmiyor.
Modern dönem insanlarının aksine Hadzaların inanılmaz derecede çok boş vakitleri var. ‘İş’leri, yani karınlarını doyuracak kadar avcılık ve toplayıcılık yapmak günde en fazla 5 saatlerini alıyor. Ancak aradan geçen binlerce yıla rağmen, dünyada bıraktıkları tek iz, kendi ayak izlerinden ibaret.
HADZALARLA BİRLİKTE YAŞAMAK
Yolculuk boyunca çektikleri fotoğrafları, filmleri ve haberlerin gelirini yine Afrika kabilelerine bağışladılar.
Hadzalar ikiliye babun, yılan ve aslanların izini sürmeyi öğretti.
Her sabah kabilenin erkekleri çember halinde toplanıp av aletlerini bilerken bir yandan da tütün içiyor.
Babun kellesi, Hadzaların en çok tükettikleri gıda. (Daily Mail)