Taxidermia (2006)
Yönetmen: György Pálfi | Senarist: Lajos Parti Nagy, György Pálfi, Zsófia Ruttkay | Oyuncular:Csaba Czene, Gergely Trócsányi, Marc Bischoff | Ülke: Macaristan | Süre:90 dk. | SineKarg Puanı: 9.5/10
SELAM!
1939 yılında patlak veren II. Dünya Savaşı, asker-sivil gözetmeksizin insanlık tarihinin en kanlı savaşıdır. Resmi kayıtlar ölü sayısını yetmiş milyonun üzerinde gösterir. Macaristan Krallığı, bu büyük trajediye Nazi Almanyası’nın yanında dahil olur, savaş sonunda Sovyet Rusya’nın işgaline uğrar ve 1947 senesinde komünizm ile yönetilmeye başlar. Pek çok reformcu karşıdevrim hareketine karşın 1989 senesine değin SSCB içinde varlığını sürdürür. Taxidermia, Macar tarihinin bu hayli gel-gitli dönemlerinde yaşamış aynı aileden üç kuşak erkeğin hikâyesine odaklanıyor…
NEDEN BU FİLM?
Büyükbaba Morosgoványi, savaş sırasında yaşayan bir er. Bir teğmenin emrinde, ücra bir kır evinde, ayak işlerine bakıyor. Hayallerini, bu evde yaşayan genç kızlar süslüyor. Savaşın en kanlı döneminde o, kendi fantezi dünyasında yaşıyor. Baba Balatony, Sovyet dönemi Macaristan’ında yaşayan bir atlet. Yemek yeme dalında hayli hırslı ve başarılı. Azılı bir rakibi ve aynı alanda bir kadını var. Hayatını, daha çok yemek, en çok yemek ve bu başarısıyla bilinmek üzerine kuruyor. Oğul Balatony Jr., kapitalist dönem Macaristan’ında yaşayan, silik bir tahnitçi. Hayatını dev kediler besleyip, binbir çeşit hayvanı doldurmakla geçiriyor ve her şeyin hızla tüketilip yok olduğu bu dönemde kendince “ölümsüzlük” anlamını yüklediği mesleği ile sonsuza dek var olmayı arzuluyor.
Üç adamın hikayesi de zaaf ve saplantılarla biçimleniyor. Temeline aldığı insan bedenini, erişilmesi güç sınırlarına değin korkusuzca zorluyor. Şehvet, başarı hırsı ve ölümsüzlük arzusunu sürreal bir dille aktaran film, ilkel benliğe ve erkil dürtülere dair son derece rahatsız edici kurgusal bir kaynak oluşturuyor. Senaryo anlamında sert ve hatta acımasız bir içeriğe sahip olduğu söylenebilir. Film aynı zamanda II. Dünya Savaşı’na, Macar tarihinin dönüşümüne ve bilhassa Sovyet dönemi Macaristanı’na dair mühim izler taşıyor. Bu izler, bütün olarak incelendiğinde sağlam bir politik taşlamayı da anlaşılır kılıyor.
BAŞKA Bİ’ ŞEY Mİ İZLESEM?
Film, rahatsız edici, zaman zaman tiksindirici görüntülerle bezeli. Hayvan tecavüzü, hayvanların içinin doldurulması, açık ameliyat, mazo-mastürbasyon gibi günlük hayatımızın parçası sayılmayan gerçeklikleri barındırıyor. Ben pembe sıçıyorum, böyle şeylere gelemem diyorsanız, başka bir filmi düşünmeye başlamanızı öneririm.
BENZERİ NE VAR?
İçinden tahnitçilik geçen:
THE AURA (2005) – Yönetmen, Senaryo: Fabián Bielinsky
EDEN (2012) – Yönetmen: Megan Griffiths | Senaryo: Chong Kim, Richard B. Phillips
PADDINGTON (2014) – Yönetmen: Paul King | Senaryo: Paul King, Hamish McColl
II. Dünya Savaşı ve Nazi Almanyası için:
SCHİNDLER’S LİST (1993) – Yönetmen: Steven Spielberg | Senaryo: Steven Zaillian
LA VİTA È BELLA (1997) – Yönetmen: Roberto Benigni | Senaryo: Vincenzo Cerami, Roberto Benigni
Tat olarak böyle “arıza” bir şeyler istiyorum diyen için:
GUMMO (1997) – Yönetmen, Senaryo: Harmony Korine
TUSK (2014) – Yönetmen, Senaryo: Kevin Smith
SPOILER
Mutlu Çapraz