Küçükken her sıkışacak köşem kalmadığında uyurdum. Huy olmuş bende genç kız oldum hala etrafımda uğraşmak istemediğim dertler olunca yatar uyurum. Sanki insanlardan kaçmanın tek yolu buymuş gibi hissederim. Tek kurtarıcım uyuduktan sonra göreceğim rüya olur. Aslına bakarsanız tek kurtarıcım bu değilmiş meğer. Diğeri yazmakmış. Kimi zaman uğraştıklarım rüyama da girebilirken yazdıklarıma girip girmemesi tamamen kendi elimde. Mürekkebime kattığım gözyaşlarım yazdıkça yazdırır, yazdıklarımı zenginleştirir. Sizlere anlatmam gereken onlarca hikâye var. Bu hikayelerin içinde kimi zaman umutsuzluk kimi zaman yalnızlık kimi zaman ise aşk anlatılır. Sanki dünyanın en büyük olayı gibi bunu dile getirişimi lütfen göz ardı etmeyin. Çünkü beni durdurmadan sonuna kadar dinleyecek kişiler sizlersiniz. Sizleri kaybetmek benim için dünyalara bedel olur.
Ben yazınca sanki ruhuma yağan yağmurlar çiçekler açtırır gönlümün en kurak topraklarına. Dünyanın iki ucundaki birbirini hiç görmemiş aşıklar sevişir ben yazınca. Ne büyük mutluluk değil mi? Satırlarımın arasına gizlenen onlarca kimsesiz çocuğun korkusu bir anda diner. Hepsi ailesine kavuşur, sonsuz güvenleri tazelenir. Kimsesiz geçirilen onca zorluğun bittiğini bilirler çünkü. Şimdi onlar gibi hissediyorum. Çünkü artık beni de dinleyecek, yargılamadan, sorgulamadan beni olduğum kişi olarak kabul edecek kişilere kavuştum. Eğer yargılayacak olursanız derhal iade edin bu kitabı. Tek temennim gerçek dostlar edinmektir. Sözlerimi aklımın en yalnız odasından seçiyorum sizler için. Sizde okurken gönlünüzün en yalnız odasına koyun beni. Kimseyle paylaşmayın sizler için özenle seçtiğim duygusuz kelimeleri.
Peki ben size ne anlatacağım? Ben size en gizli en derin yaralarımı anlatacağım. Sanki dünyadaki en büyük doğal afetmiş gibi dinleyeceksiniz sizde. Milyonlarca insanın öldüğü bir savaşmış gibi, bu savaşta intikam ateşiyle dolan milyonlarca çocukmuş gibi dinleyeceksiniz sizde. Her şeyi olduğu gibi kabul edip, beni yalnızlığımla yanınıza alıp dinleyeceksiniz. Ben size en güzel aşklarımı anlatacağım. Sanki efsanelerin efsanesiymiş gibi dinleyeceksiniz. Keşke bu aşk benim başıma gelseydi diyeceksiniz. Ben, karşıma çıkan en sert, en büyük duvarları anlatacağım. Sonra beraber aşacağız o duvarları. Duvarlar yıkılacak ve herkes neye ulaşmak isterse ona ulaşacak. Kimimiz hayatının aşkına, kimimiz ruhunun en derin kuyusuna. Öyle işte…
Meryemgül Onat
