uzun yorgunluklu bir zaman yolcusu gibi
takvimin haznesinde kan kusan kösüz balina
derlerdi adıma/
anına
dili katleden ağzı pis bir şairim belki de
gecelerden gecelere, gündüzleri atlayarak,
bu kalan son hecelere doğru yapılan son seferimde
başımda uyuşturucu yaftası!
sevişmelerden geçip, içi çürük yumurta kokan
yırtık bir prezervatifin kenarından damlayan
spermle
vuku bulmuşum.
tanrı alkollüyken üflemiş ruhumu her tarafında
jiletlerden köprüler bulunan vücuduma,
promil…
oldukça fazla.
ve aşırı geliyor artık
yaşamak bu insan bozuntusuna!
ölmekler ve belki de hiç ölememekler
sonsuz susuzluk cehennemini yaran iki dalga misali!
ve o ada gibi yol açmak kaçarken pençeleri kanlı aslanların yuvasından
sıkışıp kalmak fil boklarına!
sonu baştan anlaşılan ucuz filmlerin ucuz başrolleri
giydikleri afilli tuvaletler…
ve öte yanda çıplaklıktan utanmayan,
insanlığını, insanlık kavramını bütünüyle değiştiren kuzenlerimiz
ŞEMPAZELER!
hayvanat bahçesi taşıyorum beynimde, böbreklerimde, pankreasımda.
idrar kesem bir kangurunun yuvası mesela
esir düşmüş, kafesler içinde toprağını özleyen onlarca canlı
-esaret hep insan kaynaklı-
ve ziyarete gelen nikotin, alkol, marijuana.
sözgelimi tüm yaratıklar toplanıp soluğu sende alsa
büyük tansiyonumdan küçüğü çıkarınca yaşın kalsa…
Zeynep Sina Ersan
Photo by Peter Herrmann