Şimdi bir merasimin sonuna geldik. Yollarıma kemoterapi sonrası dökülen saçlarım serildi. Tanrı’nın yer yüzünde cinayete hediye ettiği bir kurbanım bende siz gibi. Biraz alkolik, biraz terbiyesiz ve sizden daha yalnız.
Bu gece intihar eden ilk kişi gibi kadar garip hissediyorum kendimi. Korku tırnaklarımdan bedenime akın ediyor. Öleceğim. Kanser vücudumda ele geçirilmedik yer bırakmadı. Doktor diye tabir edilen beyaz önlüklü azrail düşmanları bana sadece 6 ay daha dayanabileciğimi söyledi ve yanlış hesaplamadıysam yarın 6 ay doluyor.
Çok garip. Öleceğim günü biliyorum. Üzerimde siyah bir takım parıltılı kol düğmelerim ve yeni boyanmış deri kunduralarımla ölümü kucaklasam. Babasını deli gibi seven bir erkek evlat gibi. Sanki ilk defa hediye alan bir çocuk kadar heyecanla beklesem mi? Hiç sanmıyorum.
Ben yer yüzüne düştüğümde ruhumun bir bataklıkta can çekişeceğini bilmiyordum.
Ben vücudumda ki kesiklerden günahlar taşacağını bilmiyordum.
Siz gibi.
Ama bu gece benim gecem bütün hesapları alt üst edeceğim. Doktorları yalancı çıkarıp bu gece öleceğim. Aylardır yerimden kalkamadığım için sararan kirli çarşaflarımın, yasaklanmasına rağmen günde iki pakete çıkardığım sigaranın izmaritleriyle boğuşan küllüğümün yanında değil. Bir bakire rahmi kadar temiz bu banyoda duvara kanımla bir not yazıp siktir olup gideceğim.
Canınız cehenneme insanlık.
Canınız cehenneme insanlık
(Banyo duvarına yazılan not)
“Her şeye Tanrı karar vermez.
Paskalya Tavşanı