Çocuktum… Her akşam yemeğimizde annemin resmini masamızın baş köşesine koyardım. Oradan babamla bana gülümserdi annem. Mutluydu.
Babam, yemeğin ortasında, plağa; Erol Evgin’den İşte Öyle Bir Şey Parçaşını koyardı. Rakısıyla eşlik ederdi şarkıya. Uğultuyla.
“Hani eski bir resme bakarken, hani yılları sayar da insan..”
Ve bu; “sayar da insan,” kısmından sonrasını getiremezdi, susardı.
Sonra bir akşam yemekteyken, babam, biten rakı şişesini duvara fırlattı. Bana döndü.
“Yapma artık,” cam kırıklarının sesi gelirken, “annen kendi seçimini kendi yaptı.”
İnanmadım. Annem bize gülüyordu. Mutluydu.
Ama bir sabah resmi parçaladım. Büyümüştüm.
Parçaların içinden gülüyordu annem. Hâlâ mutluydu…
Taha Bostancı
Ne çok şey dolu şu bir sayfada