Seans – Paskalya Tavşanı




Göz kapaklarım bir birine dikilmişcesine açılmamak konusunda ısrarcı. Biraz zorluyorum görüntü hala siyah. Biraz daha zorlama görüntü gri. Biraz daha zorlama bulanık da olsa bir görüntüyle karşı karşıyayım. Yatağımın üzerinde gene nefret ettiğim ampul. Kollarımı kaldırmaya çalışıyorum fakat olmuyor. Tekrar deniyorum kulağıma zincir sesi geliyor. Gene yatağa kelepçelemişler bedenimi. Kelepçelere küfrederken kapının açıldığını duyuyorum ve gene hiç bir işe yaramayıp sadece ilaç vermek için ant içen doktorumu görüyorum.

– Nasılsın, iyi misin biraz?

Her seferinde küfreder gibi bu soruyu sormaktan bıkmadı. 

– Sakinleştin mi?

Kafamı hafifçe sallayıp evet anlamında cevap veriyorum.

– Tamam. (hademelere kelepçeleri çözmeleri için işaret veriyor ve özgürüm.) Hadi gel senle tekrar konuşalım.

Yataktan kalkıyorum. Tekerlekli sandalyeye oturtuyorlar sanki yürüyemiyormuşum gibi. Sandalye yi iten dahil 3 tane yarma ile doktoru takip ediyorum. Bir kaç oda sonra gene o siktiğimin beyaz odasının önünde duruyorum. Doktorun arkasından tekerlekli sandalye eşliğinde odaya giriyorum. Hademelere gidebilirsiniz tarzı bi işaret yapıyor fakat hademeler önce çıkmak istemiyor. Vahşi bir hayvan muamelesi görüyorum. Ben kimseye zarar vermedim ki? Zor da olsa dışarı çıkıyor hademeler, ben ve doktor tekrar baş başa kalıyoruz.

– Kaç yıldır buradasın biliyor musun?

* 91 sonrasını hatırlamıyorum doktor biliyorsun doğduğumdan beri beynin hafıza bölümü çalışmıyor bende.

– Şimdi bu odada seninle son kez konuşacağım bana buraya ilk defa gelmişsin gibi her şeyi tekrar anlat. Bu sefer sana bir çözüm bulacağız.

* Emin misin?

– Tabii ki. Çünkü bende sıkıldım artık senden. Her sabah işe geldiğim de seni sargı bezleriyle görmek benim canımı yakıyor artık.

* Tamam. Şimdi sus ve sadece beni dinle. Sen bana sadece ilaç veriyorsun değil mi? Neden, sana göre bedenim hasta benim uyumam lazım sakinleşmem için. Benim bedenimde ruhumda bir sıkıntı yok benim beynimde başka biri var ve orospu çocuğunu tanımıyorum. Sen bana ilaç vermek yerine saçlarımı kazı kafatasımı aç ve adamın beynimde yer ettiği yeri sök al ya da kazı beynimden. Doktor anlamıyor musun hala. Bende normal insanlar gibi arkadaş edinmek istiyorum. Kafamın içinde sürekli bir komplo teorisi var sokakta yürüyemiyorum sürekli birileri bana saldıracakmış gibi geliyor. Bir insanın sadece bakışı yüzünden türlü paranoyalar yaratıyor siktiğimin beyni. Bazen iç sesimle konuşurken birilerimin iç sesimi duyduğunu zannediyorum. Sence ben çok mu seviyorum bileklerimi kesmeyi kafatasımı duvarlara çarparak bayılmayı. Bir kadına aşık olmak istiyorum körü körüne bağlanmak istiyorum. Olmuyor. Kafamda hep bi kötü son fikirleri. Aslında ben insanları seviyorum bir çok arkadaşım olsun istiyorum fakat nasıl anlatsam aslında basit bir hareket ve ya laftan ötürü “ulan yanlış bir şey mi yaptım” diye düşünmekten kendimi alaıyorum. Gidesim geliyor bazen belki sıkıntı bu şehirdedir gitsem de olmuyor. Diyorum beynimi sök al benim, yoksa benimle uğraşmaya devam edeceksin.

– Peki tek başına kalsan bir iç hesaplaşma yapsan?

* Doktor lütfen beni benimle baş başa bırakma olacaklardan korkuyorum. Ya beni öldür ya da kafamda ki adamdan kurtar beni. Sen beni öldürmezsen ben kendimi kesmeye devam edeceğim. Ulan gülemiyorum amına koyayım. Sürekli bir şeyden korkuyorum sürekli bir panik var içimde. Dünya üzerinde hiç birşey iyi gitmiyor sanki. Sanki tüm insanlık beni yanlış anlıyor. 

– Ailen ile tekrar konuşmaya başlasan durumu daha detaylı anlatsan bir şey değişmez mi?

* Babamı tanıyorsun değil mi doktor? Ben o adam için dünyayı yakarım o ise sadece benim için bir sigara yakar o da cenazemde benden kurtulduğu için bir keyif sigarası misali. Yok doktor olmuyacak böyle. Ben burada bir saatte konuşsam bir çözüm bulamayacağız. Ben odama geri gidiyorum. Ama sana yemin ediyorum bir gün beni öyle bir halde bulacaksın ki miden bulanacak. Bir insan kendini böyle öldüremez diyeceksin. İç organlarımı yerden toplamaya çalışacaksınız. Odanın içinde pis bir koku olacak o kokuyu iyi kokla doktor. Kan kokusu değil o, yıllardır biriktirdiğim küfürlerin, acıların anti depresana karışmış parfümü olacak.


                                                                                         Paskalya Tavşanı


  • 0
    alk_
    Alkış
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    _z_c_
    Üzücü
  • 0
    _a_rd_m
    Şaşırdım
  • 0
    k_zd_m
    Kızdım

Merdiven Altı İnsan Kaynakları Müdürlüğü Konuk Yazar Bürosu

Yazarın Profili
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir